Huzur evinin salonunda iki yaşlı bayan muhabbete dalmışlardı. Bir tanesi eski günleri anımsıyordu;
- "Nerde o eski sebzeler, patlıcanların boyu nah bu kadardı, dolmalık kabaklar nah kolum kadar kalındı. Hele hele soğanlar şu avuçlarımı dolduracak büyüklükteydi. Değil'mi hemşire?".
Karşısındaki yaşlı bayan ise elini kulağına götürüp;
- "Söylediklerinin hiçbirini duymadım ama, tarif ettiğin adamı anladım"...
Okunma : 287 // Aldığı Oy : 0 // Gönderen : Admin Oy Ver :
|