Japonya'da atom bombası atıldıgında iki yaşında olan bir kız oniki yaşına geldiginde, maruz kaldıgı radyasyon nedeniyle kansere yakalanmış. Savaşta öksüz ve yetim kalan zavallıcık hastaneye yatırılmış. Ancak durumu ümitsizmiş.
Hastanedeki tüm doktorlar küçük kızın ölümü için gün sayarken, küçük japon kızı hayat doluymuş. Koridorda koşuyor, oynuyor ve diger hastalara yardım ediyormuş. Hastaların arasında en sevdigi kişi ise seksen yaşlarında, kendisi gibi kanser olan yaşlı bir kadınmış. Küçük Japon kızı, ölüm döşegindeki bu yaşlı kadını hiç yanlız bırakmamış. Kadın ölmeden hemen önce "Benim için çok geç ama bizim inanışımıza göre, eger bir kişi kagıttan bin tane turna kuşu yaparsa, her istedigi kabul oluyor. Ben yapamadım, sen yap ve kurtul!" demiş ve son nefesini vermiş.
Küçük Japon kızı çok üzülmüş ama hayatta kalma arzusuyla, geleneksel Japon sanatı olan origamiyle kagıttan turna kuşları yapmaya başlamış. Neşe içinde çalıştıgından ilk başlarda çok hızlı yapıyormuş. Bin tane turna kuşu yapması işten bile degilmiş. Fakat bu sırada da saglıgı bozuluyormuş. Bu hazin öykü önce yerel, sonra da uluslararası basında yer almış. Dünyanın dört bir yanından insanlar kıza binlerce turna kuşu göndermeye başlamışlar.
Ancak küçük Japon kızı, haberler basında elini kıpırdatamaz hale gelmiş. Hayattaki son saatlerini altı yüz yedinci kuşu yaparak geçirmiş. Kuşu bitirmiş; gözleri kapanırken hemşireler ve hastabakıcılar postadan çıkan yüzlerce origami turna kuşuyla odasına girmişler. Küçük Japon kızı, yüzünde bir tebessüm yatagında cansız yatıyormuş. Postacılar aylarca turna kuşu taşımışlar hastaneye.
Sayısı milyonlara ulaşan turna kuşları Japonya'da bir müzede sergilenmektedir.
Okunma : 402 // Aldığı Oy : 0 // Gönderen : Admin Oy Ver :
|