-Güzel olduğunuz kadar küstahsınız da.
-Anneciğim, ben bu amcayı çok sevdim. Ona baba diyebilirmiyim?
-Bana annemi tekrar anlatır mısın babacığım?
-Senin annen bir melekti yavrum.
-Neden ağlıyorsun anneciğim?
-Hayir yavrum ağlamıyorum. Gözume toz kaçtı.
-Benim de senin yaşlarında bir oğlum vardı evladım.
-Seni sevmiyorum, seninle oyun oynadım, bunu anlamadın mı hala.
-Annen sen doğarken öldü yavrum.
-N'olur gerçeği söyleyin doktor yaşayacak mıyım?
-O kızla evlenirsen, seni mirasımdan mahrum, evlatlıktan men ederim.
-Nayır Necla, n'olamaz.
-Hayır siz kovmuyorsunuz, ben vazifemden istifa ediyorum.
-Tanrım, bu resim... bu resim...
-Ben fakir bir gencim, sen ise zengin bir fabrikatörün kızısın.
-Biz ayrı dünyaların insanıyız.
-Aman tanrım, göremiyorum... Göremiyorum.. Kör oldum.
-Göruyorum... Göruyorum..
-Evlenince pembe pancurlu bir evimiz olacak.
-Aman Allahım, ne kadar mesudum.
-Hayır.. Durun..! Kemal suçsuzdur.. Aradığınız suçlu benim !
-Bizim bu dünyada yaşamaya hakkımız yok mu be hakim bey abicim. Ha?
-Bu ses.. Bu ses.. Olamaz, git.. Git buradan..
-Vücuduma sahip olabilirsin ama ruhuma asla.
-Üstlendiğin vazife çok mühim Kemal, bu görevi layıkıyla yapacağından eminim.
-Ben kör bir gencim, hayatımı keman çalarak kazanırım. Rica ederim duygularımla oynamayın.
-Sen arkadaşımın aşkısın.
-Sizi ebediyete kadar bekleyeceğim.
-Lütfen haddinizi biliniz.
-Metanetinizi muhafaza ediniz. Tanrıdan ümit kesilmez.
-Tanrım ne kadar bedbahtım.
-Bana yıllar önce çılgıncasına sevdiğim bir kadını hatırlattınız...
-Babanın kanını yerde koma oğul.
-İşte bana yazmış olduğun aşk dolu mektuplar. Meğer hepsi yalanmış. Al bunları.
-Hayır Yusuf... Olaylar sandığın gibi değil.
-Fakirsin sen.. Fakir.. Fakir..
-Beni paranla satın alabileceğini mi sandın?
-Bu resimdeki amca kim anne?
-Sen kaç yiğidim, ben onları oyalarım.
-Hayır.. Hayır.. Tertemiz hislerimle oynadın benim.
-Biliyordum.. Ölmediğini biliyordum Rıfat.
-Oh ne saadet.
-Yaa Justinyanus, işte buna Osmanlı tokadı derler.
-Yettim yiğidim.
-Yavrum İstanbul sana neler etmiş?
-Saadet dolu yuvamıza kara bir gölge düşürdün.
-Bizim gibi insanlar şerefleri için yaşarlar, namusları için ölürler. Ama sen bunu anlayamazsın.
-Ben artık yarım bir insanım.
-Çocuğumun ameliyat parası için yaptım herşeyi.
-Ağlamak istiyorum.
-Demek ikimizde aynı kadını sevdik.
-Olmadı Neriman, yapamadım.. Seni unutamadım.
-Ben sırtımda taş taşır, yine seni okuturum yavrum.
-Söyleyemedim anne, babamın simitçi olduğunu yine söyleyemedim !
-Son nefesimde herşeyi itiraf etmek istiyorum. Katil benim.
-Demek aşkımız bir yalandı.
-Tanrım neden, neden ben!
-N'allahım...sen sen ...bu ses n'olamaz...
-Bilmiyordum , bilmiyordum ,yemin ederim bilmiyordum...
-Lütfen beni yalnız bırakın zira ders çalışmam gerekiyor.
Okunma : 377 // Aldığı Oy : 0 // Gönderen : Admin Oy Ver :
|