Temel, Dursun ve eşleri, Dursun'un evinde kağıt oynarlarken birden Temel'in elindeki kağıtlar yere düşer. Temel, kağıtları almak için yere eğildiğinde bir de ne görsün; Dursun'un eşi Fadime'nin eteğinin altında hiç birşey yoktur. Kağıt oyunu devam ederken Temel, bilerek birkaç kez daha kağıtları yere düşürür. Oyun bittikten sonra Temel kalkar ve tuvalete gider. Tuvaletten çıkar çıkmaz Fadime, Temel'i mutfağa çağırır:
-Ne oldu, masanın altında çok hoşuna giden birşey mi gördün ki ikide bir kağıtları yere düşürdün?
-Evet, gerçekten güzeldi.
-İstersen senin olabilir. Dursun, cuma günü saat 14.00'ten sonra evde yok... Gel bize, 50 Milyon TL'sına senin olsun.
-Tamam, cuma günü saat 14.00'te gelirim...
İçeriye geçerler. Birkaç saat sonra Temel ile karısı ayrılırlar.
Cuma günü saat tam 14.00'te kapı çalar. Fadime, kapıyı açar açmaz, Temel'le çılgınlar gibi sevişmeye başlarlar. Bir, iki, üç derken Fadime, "Bu kadar yeter artık... Biraz da sonrasına saklayalım" der ve Temel giyinir, çıkar gider.
Akşam üzeri saat 18.00'de Dursun gelir ve Fadimeye sorar:
-Bugün, öğleden sonra, Temel, bize uğradı mı?
Fadime, biraz donuk ve titrek sesle cevap verir:
-Şeyy, evet uğradı ama sadece birkaç dakika kaldı.
-Peki, sana 50 Milyon Tl bıraktı mı?
Fadime, şaşkın bir ifadeyle "Evet, bıraktı" der.
-Hey be! Arkadaş dediğin böyle olacak işte. Bizim Temel, sözünün eri çocukmuş.
-Ne, ne oldu ki?
-Sabah, bana geldi. Çok acil bir iş için 50 Milyon TL'sına ihtiyacım var dedim. "Öğleden sonra senin eve uğrar yengeye bırakırım parayı" dedi ve de dediğini yaptı. Bu devirde nerede böyle arkadaş...
Okunma : 329 // Aldığı Oy : 0 // Gönderen : Admin Oy Ver :
|